Hotel Photography

HILTON ISTANBUL BOSPHORUS

Mimari otel fotoğrafçılığı kariyerimde, her biri kendi hikayesine sahip pek çok "miras" yapıyı fotoğrafladım. Çırağan'da "saltanatın" görkemini, Divan'da "klasik zarafeti" belgeledim. Ancak Hilton İstanbul Bosphorus, bambaşka bir ruha sahiptir: O, "Modern Cumhuriyet'in ilk efsanesi", İstanbul'un dünyaya açılan "ilk modern yüzü"dür.

Bu projede görevim ise her zamankinden farklıydı. Bu bir "modelli" (lifestyle) çalışmaydı. Sadece o "ikonik" mimariyi çekmek değil, o mimarinin içinde "yaşanan" o "zamansız şıklığı" ve "anıları" bizzat "insanla" canlandırmaktı.
"Mimariyi Canlandıran Dokunuş" felsefem, bu projede, "yönetmen" şapkamı da devreye sokmamı gerektirdi.

Hilton Bosphorus'un mimarisi (o meşhur modernist çizgileri, o devasa bahçesi), "insan" için bir "sahne" olarak tasarlanmıştır. Benim görevim, bu "sahneyi" en doğru "hikayeyle" doldurmaktı. Modellerimiz, mimariyi "canlandıran" aktörlerdi.

Tecrübemle, benim odak noktam, otelin en güçlü vaadini – yani "şehrin kalbindeki vaha" (urban oasis) olmayı – vurgulamaktı. O ikonik havuzun kenarındaki "huzur" anı, o yemyeşil bahçelerdeki "kaçış" hissi... Mimarinin o net hatlarını, modellerimizin "yaşayan" enerjisi ve "mutluluğu" ile birleştirdim.
Hilton İstanbul Bosphorus projesi, birikimimle, "tarihi bir mirasın" nasıl "genç", "dinamik" ve "yaşayan" kalabileceğini gösterdiğim bir imza işi oldu.

Bu projede, bir "efsanenin" sadece mimarisiyle değil, içinde yaşanan "anıların" enerjisiyle nasıl "canlandığını" kanıtladık. Biz, bir binayı değil, "bir İstanbul klasiğinin yaşayan ruhunu" fotoğrafladık.

Total: