Bu, sadece hacıların ve umrecilerin konakladığı bir otel değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen delegasyonları, büyük konferansları ve İslami zirveleri ağırlamak için tasarlanmış devasa bir kongre merkezi. Benim görevim, bu "görkemli profesyonelliği", Mekke'nin gerektirdiği "hürmet" ve "huzur" atmosferini bozmadan fotoğraflarla "canlandırmaktı".
"Mimariyi Canlandıran Dokunuş" felsefem, bu projede, devasa balo salonlarını, kilometrelerce uzanan koridorları ve binlerce kişilik konferans alanlarını "insan ölçeğine" indirmek ve "davetkâr" kılmak üzerine kuruluydu.
Bu tür büyük ölçekli mimarilerde, fotoğraflar kolayca "soğuk" ve "boş" görünebilir. 15 yıllık tecrübemle, benim odak noktam, bu mekanların sadece "büyüklüğünü" değil, "işlevsel mükemmelliğini" ve "estetik görkemini" göstermekti. Işığı, bu devasa mekanların mimari ritmini, tavan yüksekliklerini ve lüks detaylarını vurgulayacak şekilde kullandım. Amaç, izleyiciye "ezici" bir büyüklük değil, "dünya standartlarında" bir altyapı ve "kusursuz bir organizasyon" vaadi sunmaktı.
Hilton Convention Center, Makkah projesi, "görkemli ölçek" ile "manevi derinliği" nasıl dengelediğimi gösteren bir ustalık belgesi oldu. Bu, benim Mekke portfolyomu (Lüks, İşlevsel, Samimi ve şimdi Görkemli) tamamlayan dördüncü ve en kapsamlı halkaydı.
Bu projede, mimarinin sadece sığınak değil, aynı zamanda "buluşma noktası" olabileceğini; ve en önemlisi, "profesyonelliğin" ve "görkemin" bile manevi bir amaca "hürmetle" hizmet edebileceğini belgeledik.