Bu otelin mimarisi, "gösteriş" için değil, yoğun bir iş gezisinin veya şehrin kaosunun ortasında "huzur" bulmak için tasarlanmış. Benim görevim, bu "modern sığınak" felsefesini ve otelin o muazzam SPA'sının "huzur" vaadini, görsellerle anlatmaktı.
"Mimariyi Canlandıran Dokunuş" felsefem, bu projede, "sakinleştirici" mimari üzerine odaklandı.
Radisson Blu'nun modern, net ve minimalist çizgileri, zihni "yormak" için değil, "dinlendirmek" için tasarlanmış. Tecrübemle, benim odak noktam, otelin asıl "kalbi" olan o devasa, "Zen" felsefesiyle tasarlanmış SPA ve termal havuz alanı oldu.
Işığı, suyun "durgunluğunu", ahşap ve taş gibi "doğal" malzemelerin dokusunu ve o "sessiz" koridorların yarattığı "dinginlik" hissini vurgulamak için kullandım. Mimarinin "büyüklüğünü" değil, misafire sunduğu "huzurun derinliğini" çektim. Bu projede mimariyi "canlandıran" şey, suyun ve ışığın "terapötik" dansıydı.
Radisson Blu Hotel Tuzla projesi, birikimimle, "iş oteli" kavramının "wellness" ile nasıl yeniden tanımlanabileceğini gösteren özel bir çalışma oldu.
Bu projede, modern mimarinin sadece "fonksiyonel" değil, aynı zamanda "terapötik" (iyileştirici) olabileceğini belgeledik. Biz, bir binayı değil, "modern bir arınma ritüelinin mimarisini" canlandırdık.