Antalya'nın muhteşem doğasının kalbinde yer alan bu otelin adı tesadüf değil: "Serenity" (Huzur). Benim görevim, bu "huzur" hissini, "Mimariyi Canlandıran Dokunuş" felsefemle görsellere aktarmaktı. Bu, gürültüyü değil, "sessizliği" fotoğraflamaktı.
Gloria Serenity'nin mimarisi, doğayla bir diyalog halinde. Çam ağaçlarının arasında gizlenen villalar, modern mimarinin doğaya "hükmetmek" yerine ona nasıl "eşlik ettiğini" gösteriyor.
Bu projede en büyük "oyun kurucum" doğanın kendisiydi: Yani "su" ve "yeşil". Otelin mimarisini "canlandıran" şey, binaların etrafını saran ve hatta içinden akan o muazzam su kütleleriydi.
"Bir Otelden Fazlası, Bir Anı" felsefem, bir "resort" otelinde zirveye ulaşır. İnsanlar buraya bir toplantı için gelmez; kendileri için gelirler.
Buradaki "anı"; bir iş anlaşması değil, güneşin doğuşundaki sessizlik, özel villanın havuzundaki dinginlik veya spa'daki "arınma" anıdır. Bu, çok daha kişisel bir hafızadır.
Gloria Serenity Resort projesi, lüksün her zaman "görkem" ve "ihtişam" demek olmadığını; bazen lüksün en güçlü halinin "sessizlik", "huzur" ve "doğayla kusursuz uyum" olduğunu kanıtladı. Biz, bu projede sadece bir oteli değil, "huzurun mimari tanımını" belgeledik.










